30 Eylül 2010 Perşembe

13.GÜN (29.09.2010 Çarşamba)

Eskişehir Merkez - Eskişehir Mihalliçık ilçesi Koyunağılı Köyü : 140 Km.

Eskişehir Merkezde bulunan Selka Şirketler Grubuna ait Selka Opet Petrol istasyonunda geçirdiğim gecenin ardından,sabah saat :08 civarında uyanıyorum. Kaldığım odadaki arkadaşların mesaisi 07:30 da başlayacak olmasına karşın İstasyon Müdürü Mithat beyin "misafirimiz Tanrı Misafiridir, kendisi uyanana kadar rahatsız etmeyin" talimatı uyarınca çalışanların ben toparlanıncaya dek odaya girmediğini düşünüyrum. Bu inceliği için Mithat bey'e teşekkür ediyorum.Mithat bey "siz yola çıkacaksınız, karnınızı doyuralım, kek, bisküvi vs aparatif mi yoksa, ağır bir kahvaltımı olsun istersiniz" diyor.Bu gün ağırlıklı olarak pedal çevirmeyi düşündüğüm için ağır ve besleyici bir kahvaltı yapmayı tercih ediyorum. Kahvaltıyı yapmak üzere şirket yemekhanesine gidiyorum. Aşçıbaşı Mehmet ŞAHAN, yardımcısı Ertan HAVA öğle yemegi hazırlığındalar, mutfakta hummalı bir çalışma var. Ümran ÖZİL hanımefendi çayımı ve kahvaltımı getiriyor. Kahvaltıdan sonra yol hazırlıklarına başlıyorum. Mithat bey, malzemeleri yerleştirmem, bisikleti odadan dışarıya çıkarmam konusunda bizzat kendisi yardımcı oluyor. Kendisine göstermiş olduğu ilgi ve yardımları için yürek dolusu teşekkür ediyorum.













 Tur raporlarımı hergün ilgi ile takip eden,beni merak edip mesaj yazan, ve gün boyunca telefon, mesajlarıyla beni yalnız bırakmayan dostlarıma teşekkürler. 2 gündür blog sayfamda müthiş bir yavaşlama var. Fotoğrafları yüklemek çok zaman alıyor, benimse hiç zamanım yok. O yüzden raporumu bekleyen dostlardan ve özellikle de Eskişehir, Mihalıççık Koyunağılı köyünde görüştüğüm, "fotoğraflarımız ne oldu yusuf amca" diye sürekli soran Nazife, Berkant, Gökhan ve Yasin'den özür diliyorum. Tur rapor metnini oluşturdum ancak resimleri blogdaki sorun giderilince ekleyeceğim. Rapor metni aşağıdadır.Hoşka kalın.

fotograflar eklenmiştir.

Eskişehir'den Palu ve Mihalliçık yönüne doğru ilerliyorum.
Teknik işler sorumlumuz İlyas ŞİMŞEK'ten aldığım bilgilere göre çıkış noktam ile varış noktam arasında 500 m civarında bir rakım farkı var. Ama yollar hafif iniş ve hafif yokuşlardan oluştuğu için bu fark neredeyse hiç hissedilmiyor. Ortalama 30 km hızla ilerliyorum.
Selka Petrol  İstasyonu çalışanları ile vedalaşarak buradan ayrılıyorum. Eskişehir Merkez ‘den Ankara Beypazarı’na doğru pedal çevirmeye başlıyorum.
800 lü rakımlardan 1300 lere, yavaş yavaş yükseliyorum. Rampalar hafif eğimli, ve bir çok küçük inişten oluşuyor. Buda zaman zaman dinlenmeme olanak tanıyor. Onca rakım farkına rağmen bu yolda çok yorulmadan ve hızlı bir şekilde elirliyorum.














Yol boyunca soğan tarlaları var, tamda soğan hasat zamanı. Soğan tarlalarının arasından ilerlerken  “ bu kadar soğan ekeceğinize , birkaç tanede kavun karpuz ekseniz de bende yeseydim ya mübarekler” diye iç geçiriyorum.

Eskişehir-Ankara hızlı tren hattı boyunca ilerliyorum uzun bir süre. Hızlı tren hattının üzerinden geçen bir köprüde fotoğraf çekmek için duruyorum .Burada Eskişehir Biçer H.T.H.  teknik bakım personelleri Mustafa SAYGILI ve Aytunç ÜNAL ile karşılaşıyoruz. Yol boyunca bakım yaptıklarını söylüyorlar. Bir hatıra fotoğrafından sonra kendilerine kolaylıklar dileyerek ayrılıyorum. 88/89/91


Mihalıçık yönüne doğru ilerliyorum. 93-6900











Yolun hemen sağ yanında bir tabela dikkatimi çekiyor. Burası Erken İslami  döneme ait bir mezarlık. Video kaydı ve birkaç fotoğraf aldıktan sonra devam ediyorum. 01-52








































Mihalıççık’a girdiğimde, Beypazarı yönünü sormak için Ramazan BİLGİÇ abimin yanında duruyorum. Kendisi çok ilgileniyor benimle, karnımı doyurma ve bir şeyler ikram etme konusunda ısrarcı ama zamanımın dar olduğunu söyleyip devam ediyorum.54




Mihalıççık Adı sevgi ile bütünleşen, en büyük kültürel varlıklarımızdan Yunus EMRE’nin doğduğu yer. Burada gittiğim her yerde Yunus Emre’ye ait resim, biblo ,heykel gibi görsellerle karşılaşıyorum. 55





Tuvalet ihtiyacı için Mihaliççık Merkez Celman PO petrol istasyonuna uğruyorum. Lavaboyu sorduğumda, çok sempatik bir hanımefendi, tuvaletin yerini gösterdikten sonra “nerelerden geliyosunuz bakalım, dün bir kişi daha vardı, sizin gibi o da karavanıyla dolaşıyordu, bu tür şeyler benim çok ilgimi çeker, bu tür gezginleri konu alan tv proğramlarını hiç kaçırmam” Ayşe YILDIRIM isimli bu sempatik ablam, bana bir de havlu hediye ediyor.  57





Mihalliçık’a geldiğimde nihayet meyvesiz katettiğim yaklaşık 90 km nin ardından, nihayet meyve ağaçları görüyorum. Yol kenarında koyun otlatan teyzeme alıp alamayacağımı soruyorum “ne demek yavrun, al doldur çantana” diyor. 3 Tane elma,1 tane armut alıp devam ediyorum. 59-64





 


Bu yollarda yalnız değilim. Lastik tamircisinde çıraklık yapan Mevlüt TOR isimli bu delikanlı da ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor. 65-67



Yol kenarında özürlü bir kardeşimize denk geliyorum. Bana bakıp, tebessümle el sallıyor. Onun da gönlünü almak lazım, yanında duruyorum. Radyosunun pilinin bittiğini işaret ediyor. Mevlütle birlikte gidip bakkaldan pil alıp gönderiyorum.Mutluluğu görmeye değer.68-70



Mihallıçık Kaymakamımız yerinde yok, Belediye Başkanımızı ziyaret için gittiğimde belediye önünde oturan topluluğa “belediye başkanımız nerede” diye soruyorum. Burada diyor içlerinden bir tanesi “acaba müsaitlermi” dediğimde, “buyurun müsaitim tabiî ki” diyor. Sayın Ümit GÜVEN dışarıda bir iskembe de çalışanlarıyla birlikte oturuyor. Başkan beyle birlikte odasına çıkıyor, ikramlar eşliğinde sohbet ediyoruz. Kendisinin çok ilginç bir başkanlık öyküsü var. Çalıştığı belediyede 1990 yılında temizlik işçisi olarak çalışırken, dönemin başkanı tarafından işten çıkartılıyor. Bu çıkarma ile ilgili haklı mücadelesini daha iyi noktalara taşımak için sendika başkanı oluyor. Ve 2009 yılında %70 oyla kovulduğu belediyenin başkanlık koltuğuna oturuyor.71-86












 
 Vakit öğle olunca başkan bey yemek yiyelim diyor. Yemek için Yavuz Lokantasına gidiyor. Yavuz BAŞARICI güler yüzü ile bu mütevazi mekanda son derece lezzetli yemekleri , içerisine sevgisini de katarak insanlara sunuyor. Mevlüt amcanın elinden,önce çorba içiyor,sonra  ciğer yahni yiyoruz.Ellerinize sağlık Mevlüt amca. Mevlüt amca çıkarken bana bir de not yazıyor. Notu şöyle “Yemeğin içine sevginin katıldığı yer” .Yemek boyunca, yolculuğumla çok ilgilenen Ragıp DEMİR isimli genç veteriner arkadaşımla sohbet ediyoruz. Nerede olursan ol ara, koşar geliriz” diyor.86-98









Mihalıççık ile Beypazarı full iniş. Hızım 60 km civarında seyrediyor, bir çok zaman fren kullanmak durumunda kalıyorum.99-7000




Tırmandığım o yokuşların ardından, dağların bile ayaklarımın altında olduğu, bir yerde , tabiri caizse bulutların arasındayım. Bir bisikletçi için bu inanılmaz bir his. Bisikletimi parkedip fotoraf çektirirken, özgürce çığlık atıyorum. 02-09










Buradan inerken video görüntüsü almak için, yolda rastlayan Kamyoncu abiden kamerayla çekim yapmasını rica ediyorum. Tabiki diyor.Teşekkürler Kamyoncu abi.10-18












Eskişehir, Mihallıçık, Koyunağıl Köyüne geldiğimde 4 minik beni sevgi  gösteriyle karşılıyorlar. Özgüvenleri karşısında şaşkına dönüyorum. 18



Dünya ne kadar küçük. Bisiklet ile çıktığım yolculukta,Mihallıçık sınırlarında bulunan ama daha çok Beypazarına yakın olan, Babamın çalıştığı şantiyedeyim. Burada babamı görmek  çok duygulandırıyor beni. Ellerini öpüyorum ve birbirimize uzun uzun bakıp, sohbet ederken diğer yandan hasret gideriyoruz. 19-21






Duşumu aldıktan sonra, akşam yemeğini babamın çalıştığı şantiye yemekhanesinde yiyorum. 22



Yemekten sonra rapor oluşturmak üzere oturuyorum.Biraz çalışıyorum ancak internet hızı çok yavaş , saat gece yarısını bulmasına karşın  pek bir şey yapamıyorum. Babam Ali DOKUZOĞLU, ve Amca oğullarım Şener ve Ramazan DOKUZOĞLU aynı şirketteler. Ben çalışırken sağolsunlar üçü birlikte daha önceden avladıkları avları benim için pişirmişler onları afiyetle yiyoruz.T elefon çok az çektiği için çalışmamın minik bir kısmını tamamlayıp, yarın devam etmek üzere saat 00:20 de yatıyorum. 24-26