20 Eylül 2010 Pazartesi

3.GÜN (19.09.2010)

Günün yorgunluğu ve akşamları tur raporuna zaman ayırmam nedeniyle dinlenememiş olmalıyım ki, telefonun alarmını saat 05:30 a ayarlamış olmama rağmen ancak saat 07:30 da uyanabiliyorum.



Uyku tulumumu falan toparlayıp tam yükümü mavi düş'e yükleyeceğim sırada kötü bir sürprizle karşılaşıyorum. Ön lastiğim patlamış olduğunu görüyorum.  Zaman kaybetmeden söküp tamir ediyorum.

Karapınar ilçesinde taştan örülmüş, toprak sıvalı evler ve önlerindeki tezekler dikkatimi çekiyor, hemen her ev aynı şekilde.Bu evlerin bir ortak özelliği daha var, her biri devasa büyüklükteki çoban köpekleri, köpeklerin bazıları ile problem yaşamazken bazılarına köpek savar kullanmak zorunda kalıyorum.
Dün geceki konaklama mekanımda karşılıştığım sabah kahvaltısına beni davet eden Karapınarda bulunan Sadıçlar Dinlenme tesislerine kahvaltı yapmak üzere uğruyorum. İşletme sahibi Ertan AKTAŞ işyerinde yok ama, garson Mustafa bey onun sıcaklık ve samimiyetini aratmıyor. Her biri enerji deposu döt tabak konuluyor önüme.Bir tanesinde yumurta omlet,diğerinde pekmez, diğerinde tereyağ bal, ve diğerinde zeytin peynir yer alıyor. Bu güzel kahvaltı için kendilerine teşekkür ederek oradan ayrılıyorum. 
Çok geçmeden güneş yakıcı yüzünü göstermeye başlıyor, güneş kremi sürünme vakti.
At arabası da olsa bir araç geçmenin sevinci var içimde.
 Konyanın verimli toprakları şimdilerde şeker pancarı, mısır ve nadiren de olsa kabakla bezeli.
Ereğli-Konya arasındaki şiddetli rüzgar ve kum fırtınalarından rahatsız olan yalnızca ben değilim belliki. Rüzgar erozyununu önleme projesi adı altında ciddi bir çalışma yapılıyor burada.
Konya da yoğun bir görüşme proğramım var, orada çok zaman kaybedeceğim için tempolu bir şekilde pedallamaya devam ediyorum.
Karapınardan Konya istikamtine giderken 48 km ileride ismil ilçesinde su çantamı doldurmak ve kısa bir süre dinlenmek için Devecioğlu petrol istasyonuna uğruyorum. İşletme sahibi Hüseyin bey ve Pompacı Hüseyin bey hemen çay ve su ikram ediyorlar. Çayımızı yudumlarken namı diyar Yüzbaşı amca ile neşeli bir sohbet başlıyor. Yüzbaşı lakabı üzerinden hiç çıkarmadığı askeri üniformadan geliyormuş. En yakın eczaneyi soruyorum.Hüseyin beye. "Abi ne yapacaksın eczane yol üzerinde uzun bir süre yok" diyorlar.Pişik kremi ihtiyacım olduunu söylediğimde Pompacı hüseyin kardeşim kısa bir telefon görüşmesi yaptıktan sonra "Pişik kremimiz geliyor abi" diyor.
Erdal ve Hüseyin bey.
İsmil den bir görünüm. 
İSMİL     
Bu yolda ortalama hızım 25-30
Saat 12:55 te 5 dk dinlenmek ve bir bardak ayran almak için bir petrol istasyonuna uğruyorum. Petrol istasyonunda Yarma belediye başkanımız sayın Mustafa SARICI ve İşletmeci Cengiz ÜNAL beyle kısa bir sohbet gerçekleştiriyoruz. 
Başkanın makam aracı ile mavi düş yanyana. 
Nihayet Konya'ya giriyorum. 
Malesef bu sevinç çok uzun sürmüyor, Konya'nın içerisine girerken mavi düş sağ sol yapmaya başlıyor. Aynı gün içerisinde ikinci patlak faciası. Her taraf güneş, lastiği tamir edebileceğim tek bir ağaç yada cisim gölgesi yok. Bisikleti iterek yaklaşık 100 m götürerek belediye destek hizmetleri daire başkanlığı tabalesının yanına geliyor ve tamire başlıyorum. 
Ben lastikle uğraşırken, daha önce telefonla görüştüğümüz A2 Teker Motosiklet Kulübünden saygıdeğer Ömer BOZKURT tebalanın arkasında olduğum için beni farketmeyerek yanımdan geçiyor, hemen arıyorum abi beni geçtiniz diyorum. Hemen dönüp geliyor ekibiyle birlikte. Arkadaşlar sağolsunlar hemen işin ucundan tutuyorlar. 
Tamir işini bitirdikten sonra yemeğimizi yemek üzere A2 Teker Motosiklet Kulübünedoğru ilerliyoruz, sevgili Ahmet BOZKURT harika fotoğraflar çekiyor. 
Ahmet BOZKURT'un objektifinden tura göz atmak için lütfen linke tıklayın.

A 2 Teker ekibi eskortluğunda şehir turu.
A 2 Teker kulüp binası. 
100 Km yi aşkın çevrilen pedaldan sonra kurtlar gibi açım.Hemen yemeğe koyuluyoruz. Konya usulü etli pide inanılmaz lezzetliydi. İkram için A 2 tekere çok teşekkür ediyor, pideyi yapan ustanın ellerine sağlık diyorunm.
Yemekten sonra KON TV (Konya Ulusal Televizyonu) röportajı için uygun bir yere geçiyor ve burada röportajımızı yapıyoruz. Link aşağıdadır. 

Konyada 20 km boyunca bisiklet yolundan ilerleme imkanı buluyorum. Konya Belediyesinin sosyal hizmetleri ve şehir planlması göz dolduruyor. Çalışmalarından dolayı Konya Büyükşehir belediyesini kutluyor, belediyeler için örnek olmasını ümit ediyorum. 
Konya Radyo Amatörlerinden TB5MHH çağrı kodlu Recep KIRIMLI isimli amatör telsizci arkadaşımla telefonla görüşüyoruz. Ankaradaydım yoldayım,gelmek üzereyim ben gelmeden sakın ayrılma diyor. Konya  da zaten yeterince zaman kaybetmişken beklemek hesaplarımı alt üst edecek olsa da Recep bey çok değerli bir dost ve onu kıramıyor bekliyourm. Birazan geliyor sohbet muhabbet, ve ikişer bardak taze sıkılmış portakal suyu,yani doğal doping içtikten sonra vedalaşıp ayrılıyoruz. 
Kendime Ambulans yerine Cenaze aracı kiralmayı uygun buluyorum, zira yorgunlutan ölmek üzereyim:)
Konya Selçuklu'dan, 45 km ilerideki      ilçesine ulaşıp, orada konaklamak üzere yeniden pedal çevirmeye başlıyorum. 

Hava yavaş yavaş kararıyor. Ama yokuşlar bitmiyor.Sarayönüne henüz çok yol var. 
Ve hava iyice kararıyor. Geceleri yolculuk yapmamayı planlarken, 3. günümde de karanlıkta pedal çevirmek durumunda kalıyorum. 
Sarayönü ana yoldan 8 km içeride olduğu için Ladikte konaklamaya karar veriyorum. Atom Taşçı Petrol ve Dinlenme tesislerine geliyorum.istasyon görevlileri Muammer AKPINAR ve Mustafa GEDEK ilgi ile karşılıyorlar. Burada banyomu yaptıktan sonra, yemeğimi yiyor ve tur raporunu oluşturmaya başlıyorum. Saat 0:21 itibariyle tur raporunu tamamlıyorum. Bu günlük bu kadar.