23 Eylül 2010 Perşembe

6. GÜN (22.09.2010 Çarşamba)

5. günan raporlarını yükleme konusunda sıkıntı yaşamam ve nam-ı diyar, ünlü fotoğrafçı Mekeci ağabeyimin yeni çalışmalrını izlemek için saat 03 e keadar uyuyamamış olmam nedeniyle, sabah telefonun alarmına uyanamıyrum. Evlerinde misafir olduğum Abdullah ANDİÇ bey sabah saat 07:30 gibi beni uyandırıyor. Birgül hanım bu yörenin kahvaltı kültürüne uygun muhteşem bir masa hazırlamış ama hala keşke şunu da yapsaydım, bunu da yapsaydım diyor. Kahvaltıya geçiyoruz.
Kahvaltıda Peksimez, badem ve fıstıklı kayısı reçeli, dut reçeli, susam sürtmesi, köy peyniri ve burada eşek zeytini diye adlandırılan iri taneli bir zeytin var. Öncelikle birgül hanımın yapmış olduğu, ve vitamin deposu o müthiş çorbayla başlıyoruz.
Misafir odası.





Birgül hanım, "yolun su gibi akıversin, su gibi temiz olsun işlerin" deyip arkamdan su dökerek uğurluyor beni. Anadolu kültürünü yaşantısı  konuşmaları, yemeği, misafirperverliği ile yaşatan koca yürekli kadına şükran ve minnet duyarak buradan ayrılıyrum.
Birgül hanımın komşusu " bi fotoğrafta ben çektiriverem gari" diyor.

i
Evin yakışıklısı İsmail ile birlikte çıkıyoruz, ismail tarihi mekanları gösterip, video çekimleri konusunda yardım edecek bana.


 

ART televizyonu ile röportaj yapıyoruz. İsmail benim asistanım gibi, sağolsun herşe o hallediyor.


İsmail ile veda vakti, oysa ne kadar da alışmıştık birbirimize, sevgili dostum seni tanıdığım için çok mutluyum. Zaten yeterince başarılısın ama ben, hem öğrenim hayatında hem de sonrasında sana başarılar diliyorum. Herşey gönlünce olsun. Kardeşine selamımı iletirsen sevinirim. Eğer Antepe yolum düşerse mutlaka uğrayacağım. Bu arada fotoğrafı döndürdüğünde bozuluyor biliyorsun. Çevirmek isteyen varsa monitörü döndürsün bir zahmet.


Ve yola koyuluyorum.


Medyatik olmak zoormu arkideş, herkes resim çektirverelim diyor

Yukarıda tebalada görünen Divlit yanardağı. 
 
Bir tuğla fabrikası.


Salihli nini hemen girişinde Mustafa Aziz OLÇUM beyle karşılaşıyoruz. Bahçe işini bırakıor ve bir müddet sohbet ediyoruz. Çok matrak bir adam konuşma tarzı, değindiği değişik konularla günüme neşe katıyor.

Salihli şehir merkezine geldiğimde bir grup genç alkış ve brovoooo bravooo sesleriyle karşılıyor beni.Sanıyrum beni bisiklet yarışçısı sandılar. Hatta durduğumda abi sen yarışçımısın diye sordular.
O sırada çocuğunu almak için okul çıkışını bekleyen İzmirli Hakan beyle tanışıyoruz. İzmire geldiğinizde mutlaka uğrayın diyor.


Hakan beyle konuşurken bir polis memuru yaklaşıp "Hemşerim sen gadirlilimisin" diye soruyor. Evet deyince sohbet başlıyor. Mikail ENNİ nin bir yıldır Salihli ilçe emniyet müdürlüğünde görev yaptığını ve hemşehrim olduğunu öğreniyorum."Hemşerim bir sıkıntın olursa hiç çekinmeden ara" diyor ve telefon numarasını bırakıyor..

Bit pazarından bir görünüm. 


Yemek yiyebileeğim sir yer sormak için kahvenin önündeki topluluğa yaklaşıyorum. Beyaz çay evi Şenol PAYTOK ile birlikte çay içiyoru. Şenol abi "buranın odun köftesi meşhurdur, odun köfte burada Divan dan yenir" diyor. Divan lokantasını aramaya başlıyorum dar yollardan geçip nihayet buluyorum. Lokanta sahibi Erdoğan DİNÇ bey ile aynı masaya oturup, sohbet eşliğinde yemeğimi yiyorum. Lokantada tanıştığımız Feruza EREN hanımefendi 25 yıldır Almanya da yaşadığını ve buradan almanya ya sürekli köfte götürdüğünü belirtiyor. 
Turumun amacı Erdoğan beyin çok ilgisini çekiyor, çünkü kendisi de Salihli de çevre ile ilgli ciddi çalışmalar yapan doğa dostu bir iş adamı. Salihlideki çamur banyoları ve kaplıcaların değerlendirilememesinden yakınıyor. Odun köftemin pişirilmesini Erdoğan beyin anlatımında iliyor ve pişine afiyetle yiyorum. 



Yemeğin üzerine Kemalpaşa tatlısı iyi gider. 


Birkaç birşey almak için Kipa ya geliyorum. Çkışta Serkan FİLİZ ve Ayhan YURT isimli arkadaşlar. "abi nereye böyle, gel birşeyler ikram edelim" diyorlar. 10 oturup muhabbet ediyoruz.Fanta için teşekkürler Serkan.


Hava yavaş yavaş kararmay başlarken bende  konaklama için uygun biryerler aramaya başlıyorum. Arayışım uzun sürmüyor, sağ yanımda yer alan petrol istasyonunun yanında yer alan cafe tarzı ,Alpin Yeri isimli işletme bana kapılarını açıyor. İşletme sahibi Akın KARAMAN genç bir girişimci, Fotoğraf çekimimizi ise sempatik ve renkli kişiliği ile işletme çalışanı Erdal CİHAN yapıyor.  Teşekkürler Alp'in yeri.

Rapor oluştururken Kadirli den radyo amatörü (amatör telsizci) İlyas ŞİMŞEK abim arıyor, hal hatır sorduktan sonra "ne yaptın amatör arkatdaşlarla görüşebiliyormusun " diye soruyor. "Abi Ereğli taraflarında bir kaç QSO (görüşme) yaptım ama ondan sonra pek ses çıkmadı diyorum. Bana röle bilgilerini verip bir çağrı yap bakalım burada kimse varmı diyor.Çağrıma hemen Manisa merkezden TB5EV Mehmet KAYA beyden yanıt geliyor, ardından İzmir istasyonu TB3Çİ yapılan görüşüyoruz ve bu görüşmeyi,yine İzmirden TB53JJ Turgay NALBANT ile yaptığımız QSO lar takip ediyor. Görüşme yaptığım radyo amatörü arkadaşlar, bir amatöre yakışır ilgi ve alaka ile mutlaka karadan görüşelim diyorlar. Ya nasip kim bilir belki de görüşürüz...


Sürpriiiiiiz, yine lastik patlıyor. Allahtan akşamdan patlıyor,gece yatıp sabah lastiği patlak bulmak çok kötü bir his. Günün 1, yolculuğumun 5. patlağını halledip rapor yazmaya başlıyorum. Kalacağım mekan ise burası. Saat 01:05 itibariyle raporu tamamlayarak yatma hazırlıklarına başlıyorum.  Yarın görüşmek ümidiyle hoşçakalın.